GENIUS Act Nedir ve Türkiye Ne Yapmalı?
Dijital çağda para kimde? Bankada mı? Devlette mi? Yoksa telefonunuzdaki bir uygulamada mı?
ABD Kongresi’nden geçen ve Trump yönetiminin açıkça desteklediği GENIUS Act, stabilcoin’leri ilk kez kapsamlı bir federal çerçeveye alıyor.
Ama mesele sadece stabilcoinler ya da kriptoparalar değil; mesele dijital çağda paranın kimde olduğu. Bankada mı? Devlette mi? Yoksa telefonunuzdaki bir uygulamada mı?
Yasa metni sayfalarca ama kısaca şöyle toparlayabilirim:
Sadece bankalar, lisanslı fintech’ler ve yetkilendirilmiş finans kuruluşları USD token çıkarabilecek.
Teoride her 1 dijital dolar için 1 dolar değerinde yüksek likit ve güvenli rezerv (Hazine bonoları vb.) tutulması gerekecek.
Düzenli raporlama, bağımsız inceleme, tüketici bilgilendirmesi zorunluluk olacak.
Kademeli geçiş olacak. Yani piyasanın dönüşebilmesi için zaman verilecek.
GENIUS Act ile stabilcoinlerin kuralsız büyümesi biraz daha kurallı görünürken, aslında daha hızlı yayılma/büyüme izni de çıkmış oluyor.
Trump ve ekibinin İki ana hedefi ise:
Dolara değer kaybettirerek ABD dış ticaret açığını azaltmak.
Dış ülkelerin dolar rezervlerini bu dijital tokenlere yönlendirerek hem faiz maliyetini düşürmek hem de dolar egemenliğini sürdürmek.
ABD, özel sektör eliyle düzenlenmiş bir dijital dolar ekosistemi kuruyor.
Varoufakis’in Uyarıları
Yunanistan’ın eski Maliye Bakanı, Technofeudalism kitabının yazarı ve uzun zamandır küresel finans eleştirmeni olan Yanis Varoufakis, UnHerd’deki yazısında GENIUS Act’i “zaman ayarlı stabilcoin bombası” diye tanımladı. Belirttiği riskleri sıralarsak;
Ahlaki Tehlike (Moral Hazard): Stabilcoin şirketleri, yeterli rezerv tutmadıkları takdirde ne olur? Yasa, bu şirketleri iflasa karşı korumuyor ancak yaratacakları bir krizin faturasını kaçınılmaz olarak ABD Merkez Bankası'na (Fed) yüklüyor. Şirketler kârı cebe atarken, riski kamuya yıkmış oluyor.
Bankacılık Sisteminden Kaçış: İnsanlar, mevduatlarını bankalardan çekip daha cazip görünen stabilcoin'lere yatırırsa ne olur? Bu durum, bankaların kredi verme kapasitesini daraltır ve bir kredi sıkışıklığına (credit crunch) yol açarak reel ekonomiyi vurabilir.
Küresel "Kıyamet Döngüsü" (Doom Loop): Stabilcoin piyasasında yaşanacak bir panik (örneğin bir şirketin yeterli rezerv tutmadığının anlaşılması), milyarlarca dolarlık ABD hazine bonosunun aynı anda satılmaya çalışılmasına neden olabilir. Bu, bono fiyatlarını çökertir, faizleri fırlatır ve hem bankacılık hem de menkul kıymet piyasalarında bir deprem etkisi yaratır. Bu sarsıntı sadece ABD ile sınırlı kalmaz, tüm dünyaya yayılır.
Varoufakis dramatik anlatmayı sever, evet; ama işaret ettiği risklerin hepsi finans literatüründe karşılığı olan konular: likidite, şeffaflık, kısa vadeli fonlama kırılganlığı vs.
Ayrıca, Varoufakis’in Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve gelişmekte olan ülkeler için çizdiği tablo, küresel finans sisteminin asimetrik yapısını yansıtıyor. ECB’nin, dolar cinsinden stabilcoin’lere maruz kalan Avrupalıları kurtarmak için dolar bulma zorunluluğu, Avrupa’nın finansal özerkliğinin sınırlarını gösteriyor.
Çin’in dijital yuan stratejisi ise, kendi finansal sistemini koruma yönünde proaktif bir adım olsa da, 4,5 trilyon dolarlık dolar rezervlerinin getirdiği bağımlılık, küresel dolar hegemonyasının ne denli köklü olduğunu gösteriyor.
Gelişmekte Olan Ülkelerin Çıkmazı
Türkiye, yüksek enflasyon dönemleri, dövize yönelim, altın kültürü ve kripto paralara olan yoğun bireysel ilgi gibi unsurlar göz önüne alındığında, krizlere karşı deneyimli bir ülkedir.
OTC kanallar, P2P işlemler ve yerli borsalar üzerinden stabilcoin alım-satımının zaten hayatımızda olduğunu ele alırsak, GENIUS Act sonrasında regüle edilmiş ABD dolar stabilcoin’leri küresel ölçekte güvenilir algılanırsa, Türk kullanıcıların dijital dolara ilgisi artacaktır.
Varoufakis’e göre gelişmekte olan ülkeler, stabilcoin’ler karşısında üç seçenekle karşı karşıya: yasaklama, kendi dijital para birimini çıkarma(CBDC) veya dolarizasyonu kabul etme.
Bir elinizde; ucuz sınır ötesi para transferi, banka hesabınız olmadan dijital dolar erişimi, fintech inovasyonu.
Diğer elinizde; hızlanmış dolarizasyon, sermaye kaçışı, para politikasının gücünün aşınması.
Türkiye Ne Yapmalı?
Yasaklamamalı. En azından enflasyonu düşürmeden ve rezervleri güçlendirmeden tamamen yasaklamamalı.
Stabilcoin ihraççılarının rezervlerini şeffaf bir şekilde denetlemesi için yasalar çıkarılmalı. Singapur’un kripto düzenlemeleri örnek olabilir.
Yerli CBDC geliştirmesi modernize edilmeli. Hali hazırda çalıştaylarda/toplantılarda anlatılan Dijital TL yapısı tamamen eski ve demode durumdadır. Özellikle EVM bazlı public blockchainlerle (Ethereum vb) konuşabilen daha özgür bir yapıya geçilmeli. (Ya da sıkı regülasyonlar altında TL'ye endeksli stabilcoin'ler veya blokzincir tabanlı yenilikçi yatırım araçları geliştiren yerli girişimlere hibe ve vergi indirimi gibi destekler sağlanmalıdır.)
Dijital TL’nin teminatının çeşitlendirilmesi düşünülmeli. Örneğin; %25’i yerel altın rezervi ile teminatlandırılabilir.
Yalnızca lisanslı kripto borsaları üzerinden yurt dışı stabilcoin alım-satımına izin verilebilir. Yurt dışı stabilcoinlerle yapılan işlemlere vergi konulup, gelir yerel CBDC rezervine ya da sigortaya aktarılmalı.
Kripto varlık kazançları üzerinden alınacak vergiler, piyasayı yeraltına itmeyecek makul bir seviyede olmalıdır.
Uluslararası ortaklar ve işbirliklikleri aranmalı
Vatandaşlar, stabilcoin’lerin riskleri ve fırsatları konusunda bilgilendirilmeli.
Türkiye’nin hedefi, kendi dijital parasını rezervi sağlam, kuralları belirgin, uluslararası oyuna uyumlu bir şekilde çıkarabilmek olmalı.
Lütfen siz de fikirlerinizi paylaşın!